9 Temmuz 2018 Pazartesi

Yerli Dizi // Meleklerin Aşkı

Fragmanlara baktığımda farklı ve eğlenceli bir konu olduğunu düşündüm. Bir an önce izlemek istedim. 
Bu dizi yaz dizileri arasından üçüncü beğendiğim ve en beğendiğim dizi. Yani şunu diyeceğim artık "Umarım diğerleri beni o kadar sarmaz." Hepsine bakamayacağımı biliyorum çünkü. Normal zamanda kaçırmadan izlediğim tek bir dizi var. Birkaç dizinin bölümlerini de genelde kaçırıyorum. Onları da youtube sayfalarına yüklenen kesitlerden izliyorum. 
Başrol kadın oyuncuyu Tutsak dizisinden biliyorum ve ilk başlarda sevip sonradan rahatsız olmaya başlamıştım. Dizideki karakterinden mi kaynaklı bu şekilde kötü oynuyordu bilmiyorum ama oyunculuğu beni o dizi de rahatsız etmişti. Bu dizi de oynadığını gördüğümde biraz üzüldüm. 
Annenin bebeğini terk ettiği sahnede çok duygulandım. Bunun sebebi o sahnenin ağlatacak kadar iyi çekilmiş vs olması değildi. Ben bu aralar o kadar hassasım ki biri a dese gözlerim doluyor. Şu an kendi yorumuma gülesim geldi. 😂 
Yaşlı teyze ve amcalar çok şekerdi ya. Diziye ayrı bir neşe katmışlar.
 "Aa şu ağzı demirli olanı" ahahaha Necmettin dizinin neşesi.
Dizide her şeyi sevdim, replikler olsun oyuncular olsun konu olsun fakat illa bir problem olacak değil mi? Başrol kadın ve erkek oyuncunun kimyaları uymamış.İleri de belki daha iyi olabilirler diye umut ediyorum. 
Benim Annem Bir Melek dizisini severek ve eğlenerek izleyen biri olarak burada da Oya Başar'a bayıldım. 
Dizi de en güldüğüm sahneler Necmettin ile Yağmur'un sahneleri. Hele Necmettin'in eli uyuşuyordu sanırım. O sahnede elini tuhaf tuhaf oynatıp duruyordu. Necmettin'e Yağmur ile aynı tepkiyi verdim ilk başta, sonra kahkahalar...


Yapım : Süreç Film 
Yönetmen : Ersoy Güler 
Senaryo : Ersoy Güler 
Oyuncular;
Oya Başar 
Berkay Hardal
Gülper Özdemir
Didem Balçın
Toygan Avanoğlu
Serkan Kuru
Alihan Aracı 
Özlem Mahmutoğlu
Rümeysa Arslan
Ebrar Alya Demirbilek
Arda Adil Görgen
Deniz Kaynak
Konusu : Yağmur daha bebekken annesi tarafından huzur evine bırakılan, zeki, merhametli, sevgi dolu bir genç adam. Melek ise; inatçı, adaletli ve hayatını doğaya adamış bir genç kız. Bu iki kalbi birleştirecek olan kişi ise Melek’in annesi Rukiye’den başkası değil. Büyük kızı ve damadına kızıp huzur evine yerleşen ve Yağmur’u da öz oğlu gibi seven Rukiye, Melek ve Yağmur’u birbirlerin aşık etmek için türlü planlar yapar. Kaderin cilvesi Rukiye’nin işini kolaylaştırır. Çünkü Yağmur; huzur evine adeta bir melek gibi yetişen Melek’e daha ilk görüşte aşık olmuştur. Rukiye’nin huzur evinden ayrılmasıyla Çekilmez ailesinin de başkahramanı olan Yağmur, Melek’in eniştesi Necmettin’in Melek’i zengin iş ortağı ile evlendirme hayallerine karşı savaşı kazanabilecek miydi? Yağmur ve Melek çevresinde dönen onca entrikaya rağmen bir araya gelecek mi, gelemeyecek mi, gelseler de mutlu olacaklar mı? Bu kaderin örülen ağlarında gizlidir. 
Meleklerin Aşkı’nın ilk bölümünde Yağmur, kendisini evlat edinen Hadiye’nin tüm itirazlarına rağmen huzurevinde gönüllü olarak çalışmakta ve orda yaşamaktadır. Çünkü huzurevi sakinlerine gönülden bağlıdır. Özellikle de Rukiye’ye. Rukiye’nin aksi, inatçı ve isyankâr hallerinin tek sakinleştiricisi bir doz Yağmur’dur. Demir Lady Rukiye, Yağmur’u görünce adeta bir pamuk prensese dönüşür. Bu pamuk prenses sayesinde Yağmur, hayatını değiştirecek olan Melek’le tanışır. Yağmur’un karşısına birdenbire çıkan bu Melek, yine aynı hızla kaybolmak üzeredir. Çünkü Rukiye, huzurevinde çıkardığı büyük faciadan dolayı kovulmuştur. Büyük kızının ve damadının evine taşınacaktır. Yağmur, hem kadim dostundan, hem de hayatında birdenbire beliriveren Melek’ten olacaktır. Fakat Rukiye, duruma el koyar. Yağmur’la Melek’i aynı çatı altında buluşturacaktır. Bunun yolu da damadı Necmettin’i iknadan geçmektedir. Rukiye, zehir gibi aklıyla Necmettin’i ikna eder. Yağmur artık Necmettin’in evinin bakıcısı, yardımcısı, eli- ayağıdır. Yağmur’un elinden her iş gelmektedir. Yemek yapar, çocukların saçlarını tarar, evi temizler, Rukiye’nin ilaç saatini takip eder. Adeta bir İsveç çakısı, adeta bir süper kahramandır. Kısa zamanda ailenin tüm fertlerinin göz bebeği olur. Tabii ki sadece ailenin değil. Melek’in yakın arkadaşı Deniz’in de kalbini fethetmiştir. Yağmur, bir yolunu bulup Melek’le baş başa kalmaya çalıştığında, Melek’le yakınlaşacağı anlarda Deniz parazit yapmakta, kendini Yağmur’a göstermeye çalışmaktadır. Deniz, Yağmur’dan; Yağmur’sa Melek’ten bir işaret beklemektedir. Yağmur’un umutlarının tükendiği bir gecede, Melek’ten beklediği işaret nihayet gelmiş, genç aşık nihayet Melek’e açılacak ortamı yakalamıştır. Fakat hem kaderin cilvesi, hem Yağmur’un saflığı hem de Deniz’in fettanlığı bir araya gelince o gece, Yağmur’un hayallerinin tam tersi şekilde sonlanır. Yağmur, Melek’in gözüne girme fırsatı bile bulamadan Melek’in gözünden öyle bir hızla düşmüştür ki bunu düzeltebilmesi neredeyse imkansızdır.

4 yorum:

  1. hımmmmm bi de bu mu vardııııı :)

    YanıtlaSil
  2. Sadece bir bölüm izledim, gençlerin olduğu kısımlar hiç güzel değil, yeni oyuncu oldukları çok belli. Özellikle Toygan beyin olduğu sahneler çok eğlenceli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, gençlerin olduğu kısımda oyunculuk biraz pasif. Toygan bey maşallah olmasa zaten devam etmezdim o derece. :D

      Sil