25 Mart 2018 Pazar

Kitap // Felatun Bey ile Rakım Efendi #kom2018

Klasik Kitap Okuma Maratonunda belirlediğim ilk kitabımı okumuş bulunuyorum. Aslına bakarsanız Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabını lise yıllarımda okumuştum. O zamanlar malumunuz Edebiyat dersinde gördüğüm klasik kitaplardan bazılarını almıştım. Çoğunu okuma fırsatım olmadı diyebilirim. Ama neden bu okuduğun kitabı tekrar okudun diye soracak olursanız, fark ettiyseniz daha önce Kürk Mantolu Madonna ve Güzel Susma Sanatı kitaplarını da lise dönemimde okumuş olduğum halde tekrar okuyup blogumda yayınladım. Evet, blogumda yayınlayabilmek için tekrar hatırlama amaçlı okudum bu kitapları. Aslında bence okuduğum kitabı tekrar okumakta bir zarar yerine fayda oldu. (Hele de benim gibi çok az kitap okuyan birisi için.) 

Daha önce okuduğum birkaç kitabı tekrar tekrar okumuşluğum var. Örneğin ; Uçurtma Avcısı. Blogumda paylaşmak için bir kez daha okuyacağım fırsat bulunca. Neyse gelelim, Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabımıza.
Kitabın akıcı olduğunu düşünüyorum. Yazar Ahmet Mithat Efendi aralarda bizle yani okuyucu ile kitap hakkında konuşuyordu. Felatun Bey'i kötülediği zamanlar, Rakım Bey'i övdüğü zamanlar oluyordu ki haklı idi bu övgü ve yergilerinde. Bazı konularda düşünce yapısı nedeniyle bana uygun olmayan şeyler vardı. Kölelik gibi şeyler. Fakat bunlar yaşanmış şeylerin romanla yazıya dökülmüş hali. Gerçekte Felatun Bey gibilerinin olduğu besbelli. Fakat Rakım kadar nazik, akıllı, çalışkan, namuslu bir beyfendi gerçekte var mıdır bilemem. Vardır da Rakım kadar değildir hiçbiri. :P Neyse şaka bir yana kitabı ikinci kez okuyuşumda da akıcı ve zevkli idi. 


Kısaca konusu : Ahmet Mithat Efendi, romana adını veren iki karakter aracılığıyla Batı ve Doğu kültürlerini karşılaştırır. Rakım Efendi'nin kişiliğinde Doğunun "iyi" yanlarını, Felatun Bey'in kişiliğinde ise Batının "kötü" yanlarını bize anlatır.

Sayfa Sayısı : 182
Yazarı : Ahmet Mithat Efendi
Tür : Roman, Türk Klasik 

Detaylıca konusu : Mustafa Meraki Efendi alafrangalığa düşkün, biri kız biri oğlan iki çocuğu olan zengin biridir. Çocuklarının eğitimine önem vermezken giyim kuşamlarına bol bol para harcamaktan çekinmeyip onları da kendi gibi alafranga meraklısı yetiştirir. Böylece oğlu Felatun Bey babası gibi giyime kuşama düşkün, alafranga meraklısı biri olur. Felatun Bey’e göre Batılı olmak; lüks yaşamak, güzel giyinmek, eğlence yerlerinde gününü gün etmektir. Yarım yamalak Fransızcasıyla yabancı aileler arasında bulunmakta, belli bir iş sahibi olmamakta, vaktini elbise provaları vermekle, giyim mağazalarını dolaşmakla zayi etmektedir. abası Mustafa Meraki Efendi, Felatun Bey’e bir dairede iş ayarlamıştır ancak Felatun Bey yanlış anladığı Batılı yaşam tarzından işine zaman ayıramamıştır. Babası ölünce Felatun Bey’e 16000 liralık miras kalır. Bu sıralarda Felatun Bey İtalyan bir aktris olan Polini’ye aşık olur. Babasından kalan tüm mirası bu kadınla harcar; hatta borca girer. İçine düştüğü bu kötü durumdan onu baba dostları kurtarır. Babasının bu dostları sayesinde uzak bir Akdeniz adasında mutasarrıflık bulur, böylece İstanbul’dan ve içine düştüğü bataktan kurtulur. Yaptıklarından ve içine düştüğü durumdan son derece utanç duyan Felatun Bey, pişman bir şekilde İstanbul’dan ayrılmıştır. Rakım Efendi ise kişilik olarak Felatun Bey’le zıt biridir. Tophane kavaslarından biri olan babasını bir yaşındayken kaybeder. Annesi ve Arap dadısı Fedayi tarafından büyütülür. Bu arada annesi de ölür. Rakım Efendi küçük yaşta hem annesiz hem babasız kalır. Dadısı Fedayi onu yetiştirebilmek için başkalarının çamaşırlarını yıkar, Rakım’ı çalışkan, üretken, sorumluluk sahibi biri olarak yetiştirir. Rakım Efendi kendi gayretiyle Fransızca öğrenir, yabancılara Türkçe dersleri verir, bir dairede katiplik yapar, işinde ilerlemeye çalışır. Rakım Efendi, çalışkan ve üretken olmanın yanında tutumlu biridir. Bir süre sonra evine “Canan” adında küçük bir kız alır. Canan’ı eğitir, müzik dersleri aldırır, yabancı dil öğretir. Dadısı tarafından da yetiştirilen Canan büyüdükçe güzelleşir. Rakım Efendi’ye aşık olur. Rakım Efendi de onu sever, evlenirler ve mutlu olurlar.

Alıntılar;

"Ömrümüz o kadar az ki, şiddetle muhtaç olduğumuz deneyimleri bizzat yaşayıp onlardan yararlanmaya, ömrümüz yetmez. Başkalarının deneyimlerini kabul eder, onlara önem verirsek belki rahatça, serbestçe, namusluca yaşayabilmeyi başarabiliriz."

"İnsanoğlunun yaradılışı gereğidir ki kendi mutluluğunu yalnız kendisinin bilmesiyle yetinmez, başkaları da görsün, duysun ister. Hatta bir adam gerçekte mutlu olmasa bile, insanları, kendi saadet haline inandırmak için hilekarlığa ve yalancılığa bile başvurur."

"Fikriniz hangi örneği tercih ediyorsa onu seçmekte özgürdür. Hiçbirini beğenmemekte yine özgürdür ya!"

"Gönül, bağlanacak birisini mutlaka arar, bulur."

"İnsan diğer insanların tecrübelerine güvenmeyip mutlaka kendi tecrübelerini yaşamak ister. Halbuki bu tecrübeden, pişmanlıktan başka bir şey doğmaz."

"İnsanoğlunun bu denli serbest oluşuna doğrusu şaşılır."

"Gözlerimin ışığının bu kadar parlak olmasının sebebi, senin yüzünün parlaklığının bana yansımasıdır."

"Canan'a selam söyle. Kız kardeşimin katilinin kendisi olduğunu bilsin. Ama bu cinayetinde tamamen suçsuz olduğunu da bilsin."

4 yorum: