7 Aralık 2020 Pazartesi

Ekim/Kasım ayında ne izledim/okudum? 2020

Geçtiğimiz iki ay çok fazla Türk dizisi izledim. Kasım ayında da çok fazla yeni dizi başladı. Merak edip ilk birkaç bölümü izledim. Ne kadarına devam ederim bilmiyorum. Heyecanı kaçana kadar izlerim herhalde. Okuduklarıma gelince Harry Potter serisinin son kitabını okuyacaktım ama başlayamadım derken o kitabımı okusam bunu mu diye düşünmeye girdim ve hiçbirine başlayamadım. Okul olduğu süreçte hiç kitap okuma hevesim de olmuyor, bu durum beni ne kadar üzse de... Bu aralar dizi izlemekten daha keyif alıyorum.

Ekim Ayı

 İzlediğim Diziler

18 Again // Kore

Masumlar Apartmanı

Menajerimi Ara

Kırmızı Oda

Benim Adım Melek

İzlediğim Filmler

-

İzlediğim Programlar

Konuşanlar

Çok Güzel Hareketler 2

Okuduklarım

-
Kasım Ayı

 İzlediğim Diziler

18 Again // Kore

Kefaret / İki Bölüm

Sol Yanım / İlk Bölüm

Bir Annenin Günahı / İki Bölüm

Alev Alev 

Menajerimi Ara

Benim Adım Melek

Masumlar Apartmanı

İzlediğim Filmler

Forrest Gump

Truman Show

Harry Potter ve Melez Prens (6)

İzlediğim Programlar

Konuşanlar

Çok Güzel Hareketler 2

Okuduklarım

-
Ekim ayı için yorum yapacak olursam; 

Benim Adım Melek dizisinde bütün sırlar öğrenildi. Yavaş yavaş finale gidiyor gibi ama güzel bir şekilde ilerliyor. Diziyi uzatmak için saçmalamazlarsa güzel bir şekilde bitecektir diye düşünüyorum.

Masumlar Apartmanı; Safiye'nin aşkı Naci geri döndü. Gülben'in aşkı takıntı boyutunu aştı ve çevresine zarar vermeye başladı. İnci'ye çok kızmaya başladım. Kocasının yanında tabiki olmalı ve ailesini anlamaya çalışmalı ama arkadaşını bu şekilde hiçe saymamalıydı. Yani dizi heyecanla ilerliyor.

Kırmızı Oda; ne yalan söyleyeyim çok iyi gidiyor. Fakat beni yormaya başladı, kaldıramıyorum. Zaten hayat yorucu hüzünlü dizi izleyip iyice üzülmek saçma. Bu nedenle Kasım'dan sonra izlemeyi bıraktım. Dikkatimi çeken bazı hastaların kesitlerine youtube üzerinden bakıyorum.

18 Again; Kore dizisiydi. Uzun zamandır Kore dizisi bakmıyordum. Eş zamanlı yayınlanırken bakmayı pek sevmezdim. Bölümlerin tamamı yayınlanınca bir çırpıda izliyordum. Çok az eş zamanlı baktığım Kore dizisi var. 18 Again dizisine de eş zamanlı baktım ve daha keyifli oldu. Bir hafta boyunca yeni bölümleri beklemek çok heyecanlı oluyordu. Dizinin başrolü Lee Do Hyun'u çok yetenekli buldum. Dizi hem eğlenceli hem duygusaldı. Oyuncularda iyiydi. Diziyi başka bir zaman tekrar izleyip detaylıca yorumlamak istiyorum. 

Kasım ayına gelirsek; 1 hafta vize haftamdı. Çok yoğun geçti. Sorularda geriye dönüş yok. 30 soruya 25 dakika filan beni çok yordu. O kadar emek verip beklentimin altında notlar filan. Ama finale düzelteceğim inşallah. 

Kasım ayında izlediğim yeni başlayan dizilere değinmek istiyorum:

Alev Alev dizisinde; Dilan Çiçek Deniz'in oyunculuğunu beğenmiyordum ama kendini bayağı geliştirmiş. Üstüne kaliteli diğer iki oyuncu olan Demet Evgar ve Hazar Ergüçlü var. Daha nice kaliteli oyuncularda dizide yer almakta. Konusu da dikkat çekici. Kötü adamdan kaçıp başka erkeğin arkasına sığınan kadınlarda yok. Onun yerine güçlü kadının yanında yürüyen destekçisi var. Dizide en çok Çiçek karakteri etkiliyor beni ve en çok ona ne olacağını merak ediyorum.

Kefaret dizisinde Mert Fırat ve Nurgül Yeşilçay başrollerde. Kızı kaybolan bir kadın ve yıllarca kızı aramaya çalışan bir polisi konu alıyor. Yurdaer Okur'da dizide yer alıyor. Kötü karakterler üstüne yapışmış olsa da hakkını çok iyi veriyor. Bu diziyi kaç bölüm izlerim bilmiyorum ama şu an için fena gitmiyor.

Sol Yanım dizisi için Çakma Feriha dendi. Ama genelinde zengin üniversite sahibi oğlan ile fakir kız olayı benzese de tabiki birebir aynı değil. Başrol kızı oynayan Özge Yağız'ı sempatik buldum. Başrol erkek oyuncuyu (Tolga Mendi) ise; ilk kez burada gördüm. Sesi dublaj gibi geliyordu ama kamera arkasına bakınca kendi sesi olduğunu fark ettim. Dizi hakkında iyi ya da kötü şeklinde yorum yapamayacağım. Sadece bana hitap etmiyor. Klasik yaz dizisi gibi ama kışın çıkması farkı.

Bir Annenin Günahı dizisi ise; oğlu için katil olan bir anne ve öldürdüğü kişinin de ailesi için ölmek istemesini konu alıyor. Kaderde katil annenin oğlu ile öldürdüğü kişinin kızını birbirine aşık ediyor. Bu dizideki oyuncular kaliteli. Ölen Sadri Bey karakterinin hayali olarak sürekli katiline görünmesi yani psikolojik olarak katilin vicdan yapması güzel detay. Bu diziyi de belki 10. bölüme kadar filan izlerim ama bir yerden sonra saçmalarlar diye düşünüyorum.

Kasım ayında izlediğim filmlerde efsaneler arasında. Sonunda izleme fırsatı buldum ve iyiki izledim dediğim filmlerdi.

Menajerimi Ara dizisi ise; sallantılı olarak ilerliyor. Senarist bir ara ne yazdığını unutup yazıyor diye düşünmedi değilim. Koca bir bölüm içinde Barış Beren'den ayrılıyor ve geri barışıyor ama Barış af diliyor. Barışırlar tamam ama Barış'ın af dilemesi çok saçmaydı. Bu konuyu bir bölüme değil de birkaç bölüme yayabilirlerdi. Ajanstakiler Beren'i birkaç bölüm affetmez, dışlarlardı. Sonra affederlerdi. Beren yine kötülüğünü yapardı. Bu küs-barış olayını aynı bölümün içerisinde işlemeleri bize işlemedi işte. Üstüne karakterlerde istikrarsızlık var. Yani karakterlerin tutumu bile değişti. Şu an tek sevdiğim karakter Çınar karakteri. Dizi bence menajerler ve oyuncular arasındaki ilişkileri ana konu alarak gitmeli. Dicle'nin hikayesi yan destekleyici hikaye olmalı. Ayrıca koca ajansta bir tek Dicle'de akıl var. Her şeyi o buluyor, o yardım ediyor, o olmasa şirket batar. Bu şekilde ilerlememeli. Sonuçta deneyimsiz bir asistan ve ilk asistanlık işi. Hele aşk üçlemesi olayı daha saçma. İkisiyle birlikte arkadaş kalamıyor mu ya da biriyle arkadaş biriyle sevgili olsun. Ama ana konu Dicle ve aşıkları olmasın. Bu durum boşluk doldurmak adına yan konu olmalı, dizinin ana konusuna dönüşmemeli/ydi. Menajerlerin hikayeleri ve oyuncularıyla ilişkilerini daha çok seviyor ve daha çok ilgileniyorum. Ayrıca, mesela Emrah karakterinin de hikayesi olmalı ve bir bölümde onun etrafından olaylar dönmeli ya da Gülin'in. Dizide bir sürü karakter var, her türlü hepsinden bir bölüm için hikaye çıkar illaki. Bu yüzden şahsi fikrim olarak aşkın yan konu olarak kalmaya devam etmesini isterim. Ayrıca herkesi ama herkesi affeden melek Dicle, Barış adam öldürmüş gibi davranmasa keşke. Barış karakterinin gelgitli hallerini hiçbir şekilde sevmiyorum ama iyi yönlerinin bu kadar kolay silinip atılmasını doğru bulmuyorum. Beren'i affeden kız Barış katilmiş edasında hareket ediyor. En önemli eleştirim ise; diziyi senaristler yazmalı izleyiciler değil. Videoların altındaki yorumları okuyorum haftaya dizide görüyorum. İzleyicinin istediğini yerine getirme çabanız var anlıyorum sonuçta reyting önemli. Ama izleyicinin birebir yorumlarını da uygulamazsınız yahu. Dizinin altında Dicle artık şöyle desin deniyor, Dicle gelecek bölümde birebir aynısını diyor. Bari replikleri farklı yazın. Dizide her şeye tamamdım ama seyircinin isteğine göre diziyi ilerletmek... yorumlara önem vermeniz tabiki değerli seyirci için ama yorumlara bu kadar da önem vermeniz üzücü. Bu diziyi özgünlüğü için seviyordum ve öyle kalmasını umuyorum. Son bölümler biraz daha iyiydi. Umarım iyileşerek gitmeye devam eder. 

8 yorum:

  1. okuduklarım kısmı yazıda gözükmüyor fark ettiniz mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uyarı için teşekkürler ama maalesef görünüyor. Bu iki ay hiç kitap okuyamadım 😅

      Sil
  2. ooo bir sürü şeyler yapmışsın sen :)
    menajerimi ara bayağı iyi başladı, uzun zamandır türk dizisi seyretmeyen beni bile kendine baktırdı lakin senarist değişmiş diyorlar bayağı bozdu klasik t.dizisi oldu iyice ben 3 haftadır bakmıyorum ya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, bu ay çok dizi izledim. Son bölüm fena değildi ama :)

      Sil
  3. Merhaba yayınlarınızı severek okudum ve çok beğendim :) Takipteyim. Sizi de bloğuma davet ediyorum davetimi kırmaz gelirseniz çok mutlu olurum.

    Blog adresim: https://yusufakmann.blogspot.com

    YanıtlaSil