Sayfalar

20 Temmuz 2018 Cuma

Kitap // Ev Sahibesi - Dostoyevski #kom2018

Kitap okuma alışkanlığım olmadığı için kitap okumakta zorlanıyorum, bir de Ev Sahibesi klasik bir kitap olunca bazı noktaları anlayamadım. Bu nedenle kitabı okuyanların yorumlarına baktım ve bu anlamadığım noktalara netlik getirdim. Sürekli kitap okuyan biri için kolay ve çabuk okunacak güzel bir kitaptı. Kitap, Dostoyevski'nin dört öyküsünden oluşuyor. Kitapta sürekli değişken ruh halleri ile anlattığı sıra dışı, birbirinden çok farklı karakterleri, hikayelerin hepsinin sonunda sorularla dolu açık kapı bırakmış oluşu. Aslına bakarsanız tekrar okuyabileceğim bir kitaptı. Katerina karakteri beni çok sarstı. Okuyunca anlayacaksınız. Kimin iyi, kimin kötü olduğunu da anlamadım. Aslına bakarsanız burada gerçekte olduğu gibi insanların ne kadar değişken olduğunu vurguluyor. Şu ana kadar okuduğum kitaplardan çok farklı bir kurgusu ve yazım dili vardı. Okumalısınız.

Yazar : Fyodor Dostoyevski 
Ülke : Rusya 
Türler : Gotik Kurgu, Fantastik Kurgu, Dünya Klasikleri, Edebiyat, Roman
Sayfa Sayısı : 107
Yayınevi : Antik Dünya Klasikleri
Türkçe Çeviri : Hamit Kaplan
Konusu : Ev Sahibesi, Dostoyevski'nin dünyaca ünlü romanlarında yaptığı ruh tahlillerinin ipuçlarını veriyor. Başyapıtlara özgü güzel bir üslupla okurlarının karşısına çıkan Dostoyevski, bu romanında toplum dışında kalmış bir aydının yaşadıklarını ve katlanmak zorunda kaldığı acıları, derin tahlilleri ve ustalıklı tespitleriyle kaleme alıyor. Umutsuz düşler içinde bir genç, bir aşk, hastalık ve ölüm korkusu, vicdan azabı ve yalnızlık gibi birbirinden çetrefilli duygular bu kısa romanda ustalıkla ele alınıyor.

Alıntılar

Özgürlük ekmekten tatlı, güneşten güzeldir.


Bilindiği gibi insanların, onları düş kırıklığına uğrattığı halde canları çıkmadan vazgeçemeyecekleri huyları vardır.

"Eh, demek birkaç dakikalık mutluluk, koca bir ömre yetmiyor."

Zayıf insana hürriyet verirsen onu torbaya koyar, getirir sana teslim eder.


Yeni bir düşünce keyfini iyice kaçırdı. Birdenbire tüm yaşamını yalnız geçirdiğini, ne kimsenin onu sevdiği ne de onun kimseyi sevebildiği aklına geldi.

...içindeki kuvvet git gide gelişip kökleşiyordu. Fakat bu düşünce ve hayalleri olgunlaştırarak eyleme dönüştürmek, onun için şimdilik ya da çok uzak yahut da büsbütün imkansız bir şeydi.

Hasta döşeğinden ilk defa sevinçle kalkan; ama ışıklardan, parıltılardan, hayat gürültüsünden ve rengarenk kalabalığın hareketinden başı dönüp halsiz düşen bir adam gibi, Ordinov da bu yepyeni intibalardan yorgunluk duymaya başlamıştı.

Gözünün önünde muhteşem, sihirli bahçeler beliriyor, koskoca şehirler kurulup yıkılıyordu. Tıka basa dolu mezarlıklardan çıkan ölüler yeniden hayata kavuşuyorlardı. Büyük kabileler, milletler doğuyor, genişliyor, ölüyordu. O ise bu garip, başı sonu olmayan, içinden çıkılmaz alemde bir toz zerresi halinde uçuşup duruyor, etrafındaki alabildiğine genişlik ve hürlükten ölesiye bunalıyordu.

"...aşağı kattaki sağır tabutçu duymuş; karısı da sağırdır, o da duymuş."

Ne söylediğinin farkında değildi. İçinde tek bir düşünce, tek bir korku vardı; hayal sandığı şeyleri nefes almakla bile kaybedivereceği korkusu.


"- Yaaa... iş geçmişe kaldıysa kötü, dedi. Geçmiş şey, içilmiş şarap gibidir. Geçmişte saadet aranır mı? Eskimiş kaftanı çıkarıp atarsın, olur biter!

- Sonra da yenisini alırsın, değil mi?"

Doğrusu budala olan, belki de budalalığı nedeniyle sevdiğimiz adamın durup dururken akıllanması hiç de hoşa gidecek şey değildi.


Ordinov, o anda kendisini bildi bileli herkesin onu tek başına bıraktığını hatırladı ve ona sırtını döndüğünü fark etti.

17 yorum:

  1. Güzel bir kitaba benziyor, zaten Dostoyevski ise güzeldir mutlaka, keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
  2. https://aleynacan05.blogspot.com/ adında çevre blogum var. Blogun amaçı çevre konusunda bilinçlendirmedir. Sizden bu blogu bir yayın olarak paylaşmanız ve bu blogu izlemenizdir. Teşekkür ederim, iyi yazılar :)

    YanıtlaSil
  3. Bu kitabı okumadan önceden bilgi almak çok faydalı oldu. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  4. Okunacaklarda bekleyenler arasında. Bakalım ne zaman sıra gelecek? Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin kitaba yorumunuzu da merakla bekliyorum. Ben teşekkür ederim. :)

      Sil
  5. Alıntılar çok güzeldi. Teşekkürler :))

    YanıtlaSil
  6. dosto, yazın hiç gitmez yaaaa, çok ağır kışlık yazar, bu kitabı sindirmek için çok magnum lazım hihihi :)

    YanıtlaSil
  7. Selam,

    Kitapları severim, bu kitabı da severek okumuştum. Güzel bir tavsiye olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  8. Dostoyevski'nin bir çok kitabını okudum ancak bu kitabını henüz okuyanmıştım. Alıntılar güzelmiş. Kitap tanıtım yazısı için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar,

    Dünyanın en büyük yazarlarından kabul edilen Rus Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin 1866’da yayımlanan ve güncelliğini hiç yitirmeyen ölümsüz eseri Suç ve Ceza adlı romanından hafızama kazınan 20 alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/dostoyevskinin-suc-ve-ceza-romanindan-hafizama-kazinan-20-alinti/

    ‘’Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini. Evet, böyledir.’’ En çok da bu cümle hafızamda yer edinmişti. İnsanları olduğu gibi kabul etmemiz ve değiştiremeyeceğimiz şeyler için kendimizi üzmememiz gerekir.

    Umuyorum keyifle okursunuz,
    sağlıkla kalın.

    YanıtlaSil